Kendi Bahçenin Sahibi Olmanın Zamanı Gelmedi Mi?
Akil Süleymanov 28/09/2024
Kendi Bahçenin Sahibi Olmanın Zamanı Gelmedi Mi?
İnsan yaratıldığından bugüne kadar hep bir şeylerin eksikliğini hissetmiş, acısını çekmiştir, bu ıstırabın sonucunda günümüz teknolojisi vs. ortaya çıkmıştır. Mesele şu ki elimizde nasıl bir alet olursa olsun onu doğru şekilde kullanmadığımız sürece hep o ıstırabı çekeceğiz.
Peki nedir eksikliğin sebebi? Neyi yanlış yapıyoruz da bu kadar refah ve bolluk içinde hala daha "mutlu" olamıyoruz? Bana kalırsa bunun sebebi çıraklıktan ustalığa geçemememizdir. Her işi biliyor, yeni formüller ezberliyor, yeni tasarımlar çiziyoruz sürekli ama neyi, nerde, ne zaman yapacağımızı öğrenemedik hâlâ. Öğrenenler metâdan yüz çevirip mutlu oldular. Öğrendiğini zannedenlerse bütün aletlerin her tarafını kurcalayıp bozdular. Bize ise sayısız boşluklar, sorular ve çiçekler bıraktılar. Soruları "oku"yabilenler çiçekleri kokladılar, soruları anlayanlar ise boşluklara çiçekleri ektiler.
Sevgili dostum! hayat cevabı olan sorulardan ve hoş kokulu çiçeklerden ibaret. Sen ise aç bir nefis ve boşluklar ile dolu bir ruhtan ibaretsin, bilirsin ki her tohum yeşermek, her kabir doldurulmak ve her boşluk/açık kapatılmak içindir neyle kapattığındır önemli olan, bunu da o açığı yani kendini tanımadan yapman imkansızdır. Ben kimim? Burada ne işim var? Görevim nedir? Beni gönderenin benden muradı nedir?
Seni en iyi sen ve seni Yaratan bilir. Her soru bir boşluk her doğru cevap ise bir çiçektir sonsuzluğa açan. Neden başkalarının hissedip de anlattığı kokularla yetinesin ki? Kendi Bahçenin sahibi olmanın zamanı gelmedi mi?
"Dünya Ahiretin tarlasıdır"
…
"Açık bir yer kapatılmak içindir neyle kapattığına dikkat et!"
Her insanın hayatında bir veya birkaç dönüm noktası olmuştur ve olacaktır da hayat tek seferlik giriş ile başlasa da, sürecin kendisi tek seferlik "şanslar"la geçmez hiçbir zaman. Her saniye hatta her salise yenilenen bir organizmadan oluşan ve aynı şekilde bir kâinatta yaşayan insanın, hayat serüveninin yollarının, çarelerinin, "şans"larının yenilenmediğini söylememiz garip olur herhalde. Hayatın kendisi hariç içindeki birçok şey sonsuz olasılıklardan ibarettir.
Bizi ilgilendiren nokta bu olasılıklardan hangisinin gerçekte(n) bizim için olduğunu bilmemiz ve onu tek gaye edinip bütün bu serüveni ona ulaşmak için düzenlememizdir. Bir ressam tablo yaparken hayal dünyasındaki duyguları tabloya aktarır bunu yaparken ilk duygu" ilham" hariç hiçbir nokta tam tasarlanmış olmaz zihninde.
İlk başta önünde bembeyaz bir alan ve binlerce renk, tek hayal ve binlerce renk. Ressam önce o ilk ilhamın eskizini yapar ve seçtiği renklerle, duygu ve dokunuşlarla resmi tamamlar. Ama hiçbir zaman onu tatmin etmez eseri, bu yüzden sürekli farklı eserler yapar. Onu tatmin etmeyen şey ilhamını doğru yansıtamaması ve renkleri doğru kullanmamış olmasıdır. Ressam şanslıdır; çünkü onlarca, yüzlerce yeni tablo ile yeniden başlayabilir hayaline, öncekini silmesine bile gerek kalmadan.
Peki sen o ressam kadar şanslı mısın? Tek bir hayal, tek bir tablo ve sonsuz renk nasıl bir eser ortaya çıkaracağın sana bırakılmış. Belki biraz kirletmişsindir tabloyu lekesi kalmıştır, yanlış darbelerinin… olabilir… Ama çoğu yeri de boş/bembeyaz ilk günkü gibi ne ile kapattığına dikkat et....
Yorumlar (0)
Yorum Ekle